Avatar The Last Airbender
“Tüm hayatın boyunca izlediklerinin içinde seni en çok etkileyen hangisi oldu?” diye sorsanız (soran yok ama diyelim ki sordunuz 😄), hiç düşünmeden “Avatar” derdim. Hayır mavi olan değil, çizgi film olan. Mavi olan da çok güzel ama şu anda konumuz o değil.
İçgörü, farkındalık, büyüme, dönüşüm, öfke, isyan, sevgi, nefret, üzüntü, şefkat, ilgi, hayal, gerçek, güç, zayıflık, iyi, kötü, sakinlik, heyecan, aşk, hayal kırıklığı ve daha nice kavramı içinde barındıran olağanüstü bir şey kendisi.
Tekrar tekrar izlenebilir ve her seferinde bambaşka bir yerden sarsabilir insanı.
Belki de bu yüzden Uras, 6-7 kere baştan sona bitirdi. Konuyu bilmen sıkılmana neden olmuyor. Aksine değişik bakış açılarıyla izlemene olanak veriyor.
O izlerken bazen birkaç bölüm takılıyorum ona ve her defasında ben de baştan bir tur daha izleyeyim diyorum. Tabi vakit sıkıntısı bol olduğundan henüz ikinci turu bile tamamlayamadım. Ama bazen rastgele bir bölüm izlemek bile o kadar aydınlatıcı ki. O an içinde bulunduğun durumlara başka bir yerden bakabilmemi sağlayan büyülü bir dizi.
Her duygunun önemli olduğunu öyle güzel yerleştiriyor ki insanın içine. Çok kendiliğinden oluyor bu durum ve bu kadar ustalıkla başarması beni çok şaşırtıyor.
Birkaç alıntı yapmak istiyorum diziden. Hem kendime not olsun unutmamak için, hem de belki sizlere de iyi gelir.
General Iroh en sevdiğim karakterlerden biri. Onun bilgeliği, dinginliği çok iyi hissettiriyor.
“Hayat bazen karanlık tünel gibidir, her zaman tünelin sonundaki ışığı göremezsiniz. Ama eğer ilerlemeye devam ederseniz, çok daha iyi bir yere geleceksiniz.”
Bu alıntı, tam da terapi yolculuğumu hatırlatıyor bana. Öyle zor ve karanlık geliyor ki içindeyken, sonunda bir ışık olduğunu bilmek bile bazen işe yaramıyor ve sadece kaçmak istiyorsun, arkana bakmadan kaçmak…
“Hepimizin dünyaya gelmesinin sebepleri var ve bu sebepleri bulmalıyız.”
Bu alıntıyı da bence hepimizin arada hatırlaması gerekiyor. Var çünkü, gerçekten var…
“İçinde aydınlığa ve huzura sahipsin. Eğer dışarı çıkmalarına izin verirsen dünyayı değiştirebilirsin.”
“Tek bir insan ne yapabilir ki?” der birçok insan. Gücümüzün olmadığını vurgularlar. İnanırız biz de buna. İçimize bakmadan, yalnızca dışa bakarak yaşarız, ömrümüzün hatırı sayılır bir kısmını. Sonra bir an gelir ve dönüşüm başlar. Herkesin zamanı başkadır, yolu da ve hatta hızı da. Ama kendine engel koymayı bıraktığın o muhteşem an, hayatında belki onlarca kez yaşayacağın “yeniden doğum” hikayelerinin en tatlısına dönüşür. Artık dünyayı değiştirebilirsin ve hatta değiştirdin bile, kendini değiştirerek…