Akustik YorumMüzik Yapım

Turnam gidersen Mardin’e

Mardin ile ilgili bir yazı yazmıştım, biraz yarım kalmıştı yazı. Duygusu da yarım oraların bende. Bir taraftan canımın bir yarısı, diğer taraftan bir boşluk duygusu.

Babamın ise çocukluğu, gençliği, acıları, her şeyi Mardin sanki. Beni kucağına aldığı şehir, babalığı tanıdığı şehir. O oraya ait. Benim için de baba toprağı.

Çok zor oldu benim için Mardin ile yüzleşmek, bir parçamın orada olduğunu kabullenmek ve içimdeki oradan kalma parçaları görmek. Acı ve yabancılaşma dolu oradaki hikâyelerim. Ama bir taraftan da nefes alarak yaşama yolculuğumun başladığı yer. Hep böyle değil mi hayat? İyi ile kötü yanyana ve hatta iç içe. 

Kendimi bildim bileli müzik ile birlikteyim. O benim içimde, ben onun içindeyim. Benim için bir var olma biçimi müzik. Kendimi yaşıyor hissettiğim alanların en kıymetlilerinden. Çocukluğumda ve gençliğimde evde tınlayan ezgiler ise benim ayrılmaz bir parçam artık. Bu ezgi de yıllardır kulağımda işte. Onu kulağıma ve yüreğime mıhlayan yorum ise, Gülbahar Uluer’e ait. 

Evde kendi kendime ve çok söyledim bu ezgiyi. Şimdi de, bu harika Pür Stüdyo’da, çok değerli dostum ve akıl hocam Nevzat ile birlikte söyledim işte.

Çok derinden etkiliyor beni ezgisi. Umarım dinlemek size de iyi gelir.

Sevgiyle ve müzikle kalın.